Blogger Widgets

12 Ağustos 2012 Pazar

SEVERMİŞİM YAĞMURU

Kurban olduğum ne yağdı... yaprak olsun, tomurcuk olsun, sıkıntı olmasın, kimsenin yuvasına zarar vermesin... ama sanki biraz fazla yağdı... umarım bu akşam haberlerde su baskını haberleri duymayız.

yağmurlu, nemli bi memlekette büyüdüğüm için yağmurdan bıkkınlık gelmişti... sevmezdim yağmuru... ama bugün evden izlediğim ve halen süren sağanak yağış bana huzur verdi.

Trabzon'daki cocukluğum aklıma geldi. yazlıkta sabah görünen güneş mutlaka  sık sık yağmurla sonlanırdı. Karadeniz kabarır kabarır, denizde bi tek tekne kalmazdı... bense denize karşı bahçede koşturur kayıkhanenin üstünde elimde şemsiye denizi izlerdim...

bi gün hatırlıyorum, sitenin yolunda terliklerimi çıkarıp sağanak altında çamurlu sulara basa basa, balçıktarda ayaklarımı mıncıra mıncıra gezmiştim... ne özgürmüş şimdiki bu hapis yürek...

sabah kalkılır kuzenle güneşlenmek için hazırlıklar yapılır, tam o sırada dağlardan denize doğru bi bulut kütlesi görülür ve duaya başlanır 'allahım ne olur bugün yağmasın' diye... bi yıl öle güzel yanmıştık ki Trabzon'da millet tatile gittiğimizi sanmıştı ey gidi....

o yağmurun sonrası toprak kokusu, havadaki serin nem... ama illaki yapış yapışsın rutubetten... yatak ıslak, pike ıslak, saç kurumaz, fön durmaz...

ha bide keyfin iyi ise allerji der ki şunun bi ağızını burnunu kaydırayım. alakasız bi gün, bi saat başlarsın hapşırmaya... 20 kere arka arkaya hapşırdığımı, hapşırırken tazmanya canavarı gibi etrafımda döndüğümü bilirim. bi tek Trabzon'da allerji oluyorum... artık oraya giderken hep tedirginim. yıllardır uzak olduğum için havası arada bir gitmelerimde hep beni allak bullak ediyo.... şimdi de aklıma yazlığın yağmur oluklarından sağanak sırasında akan suyun sesi geldi...offf offf....çok güzel günlerdi.

tabi böyle güzel camdan izlemek... geçenlerde şantiye için Kumburgaz'dan dönerken bu sağanağın aynısına Avcılar metrobüsüde rastladım... o an ettiğim küfürün haddi hesabı yok. bahar sonuydu sanırım... otobüse doğru ilerlerken başladı. otobüse ulaşana kadar cılk su olmuştum.  metrobüse bi oturdum  soğuk klimaları amca köklemiş... üstümde bi gram kuru alan yok... 1 saat o soğuk esintide dondum... Zincirlikuyu'ya vardığımda tek bi ulaşım aracı yoktu... başladım ağlamaya... şu yaşıma kadar bu kadar üşürken, ıslak ve çaresiz kalmamıştım... 40 dakka sonra bi taksi bulabildim ve çenem titreye titreye eve vardım. işime, mesleğime, beni bu durumda bırakan amir takımına ne geldiyse saydım içimden...

heheheh şimdi de yağmur huzur verdi bak... araba kullanırken yayalara, yaya iken arabalara saydığım gibi... hayat işte anlık yaşananlar ve imkanlarımız kadarı ile bakıyoruz dünyaya... ama şu varki ben herzaman empatisi yüksek bi insanım. arada geç de olsa olaylara dışardan bakıp yargılamamaya calışıyorum. ama insan işte bazen de olmuyo basıyorum küfürü... şu an itibari ile bugünkü ıslak İstanbul iyi geldiiii bea....:)))

Hiç yorum yok: